19 Ekim 2010 Salı

EKSANTRIK



Ben hayata farklı bakmak istiyorum mu diyorsun?
O zaman yaklaş sana bir isim vericem  Dzmitry Samal . İşte artık hayata farklı bakabilirsin fazla retro hatta futuristik.
Ne görüyorsun peki o çerçevelerin arkasından bakarken ?

9 Ekim 2010 Cumartesi

MERHABA


Evet belki de tekrar bir merhaba demek gerekiyor hayata.. Sanki daha önce hiç karşılaşmamış birbirinizi tanımıyormuş gibi.
Güzel olmaz mıydı? Evet ''ya yaşanan güzel günler onlar ne olacak? '' diyebilirsin, onlardan vazgeçmek istemeyebilirsin de ama bazen bir şeyler feda edilmeli istediklerimiz, umut ettiklerimiz uğruna.
Ben işte tam bu aşamadayım şimdi verdiğim emekleri belki  de güzel günleri gerimde bırakıp beni bekleyen tanımadığım yeni hayatıma merhaba demek için ayağa kalkıyorum kocaman bir gülümseme takınıp suratıma ...

21 Eylül 2010 Salı

MERCAN


Aslında epey geç kalmış bir yazı oldu bu ama sanırım anca doldum taştım ziyan olmasın diyerek sizle paylaşmak istedim dolanlarımı.
MERCAN bundan bir yıl önce bu isim bana sadece denizi anımsatırken şimdi neredeyse tüm günümü geçirdiğim güzel şarkıların sahibi olarak kazındı aklıma.
Derin ile uykulara dalıp Kowboy ile güne başlarsam ve Sexy ile tempomu bulup kendimi sokağa işime okuluma atarsam olacağı buydu sanırım :)
Hımmm sen de merak ettin mi bu kadar bağlanmamı o zaman aç dinlemeye başla müziğin ritmine kaptırmaktan alırsan kendini sözlere dikkat et boş yok.
Bir kaç güne yeni klibi Hepsi Gay ile de çok fazla konuşulacak olan Mercan Asıl tohumunu 30 Eylülde Jolly Joker Balans ta vereceği konserle atacak kalbimize, zihinlerimize...
Şimdiden hepimize afiyet olsun :)


2 Eylül 2010 Perşembe


Bazen yalnız hissedersin ya kendini
kulağından bütün şarkılar geçer alakasız , belkide bugüne kadar bildiğinden bile haberin olmayan şarkılar
içinde acılar hüzünler ayrılıklar ölümler hüzünler bi ton kötü şey olanlardan...

Sonra inadına en kalabalıkn yerlere gitmek istersin tek değilsindir aslında oturursun bir banka gelen geçene bakarsın
kimi zamanla yarışır kimi zaten yenilmiştir zamana anlarsın yüzünden
yine de işe yaramaz sen yalnızsındır o kadar insanın içinde tek gördüğün yalnızlığındır

alırsın eline kağıdı kalemi yazmak istersin hislerini yazdığınıda sanırsın aslında
herşeyi anlattığını anlaşıldığını...

sana bir sır vereyim mi? Her şey koca bir boşluk aslında ;yazdıklaırn
konuştukların belki çizdiklerin çektiklerin, bak etrafına bir daha birbirlerine beğendirme çabası içinde
insanlar şuraya gittim şunu içtim diyenler sanki merak edildikleirni düşünürcesine
en kötüsüde bu yaptıklarının komikliğinin farkında olmayışları...

Neyse bir kitap okuyup hayatım değişmedi tıpkı bu yazıyı yazınca olduğu gibi ya senin?

http://fizy.com/#s/1mtmxv

17 Ağustos 2010 Salı

MODA SEVERLER GÜLSÜN DİYE IFW



Evet yine bir İstanbul Fashıon Week geldi çattı, defile programı bu şekilde şimdi kimler geliyor elini kaldırsın 
Evet duyar gibiyim davetiyemiz var da mı gitmiyoruz ! 
Eğer böyle diyenlerdenseniz hemen Vogue Türkiyenin sayfasına giriyorsunuz ve mail atıyorsunuz onlarda size davetiyenizi yolluyorlar tabiki her güzel şeyin bir sınırı var acele edin 

19 Temmuz 2010 Pazartesi

NEFES



Her insan doğar büyür ölür...
Hepimiz bu yaşam piramidini biliriz sanırım. Öleceğimizi düşünmeden yaşarız,yaşatırız,
hatalar yapar telafi ederiz, kalp kırarız acı çekeriz seviniriz, belki de ağlarız...
Doğdum büyüyorum bunu biliyorum tek bilmediğim ne zaman ölücem..
Çok mu karamsarım yoksa alışkanlık mı bilmem ama doğum günü çocuğu değilim sanki,merak ediyorum
sorun bende mi yoksa beni böyle alıştıranlarda mı?
Sürüden ayrılanı kurt kapar sürüye uydum sanaldan kutladım kendi doğduğum günü 
yüzyüze görüşmeler demode telefonla aramak ise zaman kaybı..
Son olarak bugün doğan herkese kendime fotograflarda peynir demeden gülecek kadar mutluluk diliyorum

İYİ Kİ DOĞDUM Her şeyi ile yaşamayı seviyorum..

9 Temmuz 2010 Cuma

DERYALI MANİPÜLELER


Rachel Denny doğal hayatın belki de fark edemediğimiz  ayrıntılarını değişik nesnelerle manipüle ederek bize tekrar sunuyor.Zamanında başa örülen çoraplar yerini kazaklara bırakıyor =)
Acaba Derya Baykal bu yazıyı okusa o da ilham alarak programında neler yapar?

1 Temmuz 2010 Perşembe

BİRAZ ÖZGÜRLÜK


Pittbulların değil, bu canlıları bu kadar saldırgan hale getirip bir güç göstergesi olarak kullanan ve böylelikle kendi ezilmişliğini semt sokaklarında dehşet yaratarak bastırmaya çalışan aptal serserilerin toplatılması gerekiyor. bu hayvanlar toplatıldıktan sonra ne olucak? gaz odası mı? devletin toplatması gerekenler listesinde pittbullar ilk sırada değil!!! çok daha korkunç yaratıklar var.

KARUN TUGAY

*NOT= Yukarıda söylenenlere katılmakla beraber kamusal alanlarda gerekli kurallara uyulması halinde dolaştırılmasında sakınca görmediğimi eklemek  ve uyan kişilere cezai yaptırım uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Umarım en yakın zamanda bu hatadan dönülür ve bir çok hayvan sever çocukları gibi benimsedikleri hayvanlarından ayrılmazlar!


29 Haziran 2010 Salı

RETRO LOUIS VUITTON

Geleceğe gitmekten yorulan moda şimdide geriye sararak unuttuğumuz anılarımızı canlandırmak için kolları sıvadı.
Steven Meisel'in fotografları eşliğinde Louis Vuitton'un kampanya çekimi bunun en güzel örneklerinden 50li 70li yılları kapsayan bu koleksiyon geçmişe saygıyı tam layıkıyla yerine getirmiş bence.
Sizin favori yıllarınız nedir bilmem ama 50ler şimdiden bir çok insanın görmese de gözde yılı olmaya aday olacak gibi gözüküyor

22 Haziran 2010 Salı

YA TUTARSA?


Yağmur yağar temizlenir toprak gibi ruhumuz, alıp götürür tüm derdi hüznü acıyı aklımızdan.
Müjdecisidir ardından doğup ısıtacak güneşin ruhumuzu.
Evet biliyorum ben de bunların gerçek olmadığını ama ne çıkar ki?
Bir kezde hayal etsek çalsak mayasını mutluluğun yağan yağmura belli mi olur ne demiş Nasreddin Hoca YA TUTARSA?

20 Haziran 2010 Pazar

BABABABABABABA





 Şam da da olsa tüm babaların BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

18 Haziran 2010 Cuma

GAY PRIDE İSTANBUL


Her yıl Haziran ayında düzenlenen LGBTT Onur Haftası, 18-27 Haziran tarihleri arasında coşkuyla kutlanacak.Konu hakkında bilenin sözlerine başvurmak en güzeli sanırım daha ayrıntılı bilgiyi ŞURADAN öğrenebilirsin.Şimdiden kutlu olsun =))

“Sen yoksan bir eksiğiz”den… “Sen varsan bir kalabalığıza” dönüşüp gün geçtikçe çoğalan, zenginleşen… Atölyeler, paneller, partiler, performanslar demeden çeşitlenen… Hormonlu Domates ödülleriyle homofobikleri titreten… LGBTT hareketine güç veren, politikalarımızı pekiştiren… İstiklal’deki 1000’lercemizle görünürlüğümüzü haykırışlarımızla özgürleştiren(… İyi ki birbirimiz için varız, yaşasın dayanışmamız dedirten…
2010 LGBTT Onur Haftası, 18-27 Haziran tarihleri arasında bir kez daha İstanbul’da hafızalarımıza kazınacak.

7 Haziran 2010 Pazartesi

BEBEK ŞENLİĞİ


Eveet kalemi kağıdı hazırlıyoruz ve not alıyoruz Cuma-Cumartesi-Pazar en az birinde Bebek Şenliğine uğruyoruz 
Bebek Parkında yapılacak olan bu etkinlikte bir sürü tasarımcı, bir sürü tasarım bir sürü yeme içme alternatifi ruhunuzu doyuracak müzik etkinlikleri ve milyonca eğlence bulabilirsiniz 
Yok bana yetmez sen de bir şeyler tavsiye et derseniz off ne giysem den tanıdığınız belkide şimdi tanıyacağınız Billurun kendi tabiriyle bonibonlarını görüp kendinize sevgilinize çeyizinize güzel ciciler alabilirsiniz
Daha sonrasında gezip görüp bana yorumlarınızı bildirmeyi ihmal etmeyin unutmadan kurabiyeler Billurdan =))

3 Haziran 2010 Perşembe

SİNEMASPOT // EMRE SAĞLAM



*Moda, yaşam, kişisel bloglar derken internet yazarlığı önemli bir yere sahip oldu.Sen buna farklı bir açıdan sinemadan yaklaştın NEDEN?

-Yeni mecralar yaşam tarzından çıkıp meslek haline geldi, ben de kendi okuduğum bölümle alakalı olarak portfolyo niteliğinde geriye dönüp bakabileceğim bir günce oluşturmak istedim, bunu da kendime en eğlenceli hale getirmeye çalıştım ve böylece SİNEMASPOT oluştu.

*Popüler filimlerin yanı sıra pek bilinmeyen tarzları ve filmleri bizlerle paylaşıyorsun, bunun için takip ettiğin kaynaklar var mı ?

-Özellikle dünya festivallerinin sitelerini takip ediyorum Cannes'a takılı kalmayarak Toronto film festivali gibi daha yeni fakat iddialı festivalleri takip ederek besleniyorum.

*Her güne yeni bir post yazmak zor iş ama sen bunu başarabiliyorsun, sence günümüz sineması daha uzun süre sana kaynaklık edebilecek potansiyelde mi?

-Bunu ben de düşünüyorum ama kendim için bir strateji geliştirdim.Artık filmleri izlerken küçük notlar alıyorum filmin sonunda zaten kafamda yazı şekilleniyor ayrıca daha uzun süre bunu sürdürebilecek film ve festivallerin olduğunu düşünüyorum.

*Peki blog dışında bir dergide yazma gibi planların var mı ?

-Evet daha fazla kişiye fikirlerimi ulaştırmak için bunu istiyorum,zaten bunun için çalışmalara başladım bile.Aslında takipçi olarak tatmin edici bir sayıya ulaştım sanırım doğru yoldayım =)

*Malum şu an hayal fabrikasındasın senden bir film çekmeni istesem ne yapmak isterdin?

-Madem hayal fabrikasındayım bu sefer Charlienin çikolata fabrikası filmine nazire yapıp seni Willy Wonka yapıp hayaller üretmeni sağlardım çünkü hayaller her şeyin başlangıcı edebiyatın, sinemanın, müziğin...

*SATC2 bu ara çok popüler ve sıcak bir konu ama ben biliyorum ki sen başından beri bu filme karşısın NEDEN?

-Bir kere hiçbir filme karşı değilim hatta biraz Adam Smith'im ancak Batının oryantalist zihniyetinden bana gına geldi ki bunu 4 menopozlu kadın yapıyorsa...

*Son olarak herkes bloggerların giderek artmasından ve bilgisiz, bol keseden atmasından şikayet eder oldu sen ne düşünüyorsun?

-Ben Moda Bloggerları açısından yaklaşmak istiyorum konuya bir çoğu kendini ne yazıkki dünyayı podyumların üstünde yürüttüklerini sanıyorlar,bence kafalarını pembe barbie evlerinden çıkarıp gerçek dünyayla tanışmalılar tabi hakkıyla yapanları ayrı tutmak gerekir.





31 Mayıs 2010 Pazartesi

LÖ-SEV



Arkadaşlarımla oynamak, okula gitmek, spor yapabilmek, en önemlisi büyümek istiyorum!
Önce iyileşmek iyileşmek için ise tüm sevdiklerimin yanımda olmasını istiyorum!

İşte böyle diyor miniklerimiz siz de eğer bu miniklerimizin hayallerine kavuşmasını istiyorsanız ve onların bu çağrısını cevapsız bırakmam diyorsanız onlara destek olalım
Tüm dünyada bu konuya dikkat çekebilmek için yapılan 9.Lösemili Çocuklar Haftası 29 Mayıs-4 Haziran tarihlerinde kutlanıyor olacak hepinizin desteklerini bekliyoruz.

Daha ayrıntılı bilgiyi LÖSEV sitesinden alabilirsiniz.

23 Mayıs 2010 Pazar

MILLER FRESHTIVAL



Tadıyla beni kendine bağlayan Miller , yaptığı festivalle de tüm eğlence sevenleri kendine bağlamaya devam edecek gibi gözüküyor.
Bu yıl tarzı müziği ve sahne performansıyla MİKA nın başı çektiği festivalin diğer isimleri ; The Raveonettes, The Phenomenal Handclap Band, Dj Prins Thomas ve Türkiye den indie tarzının başarılı ismi Sakin olacak.
Bu eğlencenin kilitleri saat 14:00 itibari ile başlayarak gece yarısına kadar devam edecek Miller'ında katkısıyla eğlenceden sarhoş olacağımız gece için geri sayım başladı
29 Mayıs 2010 cumartesi günü Küçükçiftlik parkında gerçekleşecek bu fresh mi fresh festivalin biletlerini biletixlerden temin edebilirsiniz

Ayrıntılı bilgi için Miller ın freshtival sitesini hemen tıkla ve öğren http://www.millerfreshtival.com/

16 Mayıs 2010 Pazar

YEMEKLER SIFIR BEDENE KARŞI



Bu çalışmaları gördüğüm an yeni moda anlayışı yemek pornosu üstüne olacak diye geçirdim aklımdan ve yazmaya karar verdim.Modeller sıfır beden olmak için uğraşsa da yemekler onları bırakmıyor ne dersiniz acaba kim kazanır bu savaşı?
Fulvio Bonavia'nun hazırladığı yeni kitabı "A Matter of Taste" bu akımın öncülerinden olucak cinste bence. Haşlanmış brokoliden yaptığı çantalar pirinçten ayakkabılar hamsiden kemerler sarımsaktan böğürtlenden çilekten peynirden diye uzayıp giden aksesuar kombinasyonlarından oluşan bu kitaptan bazı kareleri paylaşıyorum ayrıntı için Fulvio Bonavia nın sitesini takip edebilirsiniz.
Şimdiden Afiyet Olsun =))))






11 Mayıs 2010 Salı

ŞİRİNLERİ TÜRKLER GÖRMELİ !!!



Hepimiz biliriz Şirinler'i.
Ne derdi hikaye başlarken: "..iyi bir çocuk olursanız, belki Şirinler'i bile görebilirsiniz!"
Buradan yola çıkarsak sanırım bunu hak eden yegane toplum biziz =)
Bizim kadar insaflı, saf başka bir toplum var mı acaba diye düşünüyorum.
Birinin gizli sex kayıtları çıkar, ikinci gün ailesini aldattığı düşünülmez, destek olunur; mağdurdur ne de olsa.Ona zavallı denir,
Biri çuvalla parayı götürür ama devlet rakip gördü el koydu mallara denir onlar yurt dışında parayı yerken biz burada birbirimizi yeriz.
Birileri çocuklara tecavüz eder "Biz aramızda çözdük." denir, olay kapatılır.
Sence de hak etmedik mi, ne dersin? Şirine'ye köyün yollusu, Şirin Baba'ya ensest desek bile biz hak ettik onları görmeyi; buradan yetkililere sesleniyorum! =)

29 Nisan 2010 Perşembe

KADRAJIN ADIDAS OLSUN



Adidas Originals Street Party
desem 15 mayısta Karaköy Limanı Antrepolarında desem yeterli olur sanırım.Yok olmaz dersen al sana birazda ayrıntı;
Murat Uncuoğlu, Gökçe Özer, Tan Atalar gibi müzisyenlerin yanı sıra Türkiye de ilk kez sahne alacak elektronik müziğin başarılı dj leri Mylo ve New Young Pony Club ta 14:00 - 02:00 arası bize eşlik edecekler.
Bu da yetmez derseniz eğlenceye daha da katılmak için düzenlenen fotograf yarışmasına katılabilir eğlenceni daha da katlayabilirsin buradan ayrıntılara ulaşabilirsin.
E hadi o zaman az laf çok iş kap makinanı koş sokaklara Adidas seni çağırıyor =)

GAGA CINDY AIDS



Pop Divaları Lady Gaga ve Cyndi Lauper, M-A-C Kozmetiğinin Viva Glam kampanyasının yeni yüzleri oldular.
Tüm yıl boyunca satılacak olan 2 renk rujdan elde edilecek tüm gelir HIV/AIDS ile yaşayan insanlara destek olmak için kurulan fona aktarılacak.
M.A.C çalışmalarının sonuçlarına göre, beş Amerikan kadınından üçü asla HIV testi olmamakta (%55)
ve %78’i cinsel birleşme esnasında prezervatif kullanmamaktadır.
Sen de destek olmak istersen M.A.C şubelerine koş hem güzel dudaklarla dikkat çek
hem de kampanyaya verdiğin destekle HIV in tehlikesine dikkat çek
UNUTMA SEN DE BEN DE BİR GÜN HIV OLABİLİRİZ KORUN VE KORU!

23 Nisan 2010 Cuma

SEVİN ÖVÜN EĞLEN GÜLDÜR



İçimizdeki çocuk büyümesin hepimizin bayramı kalsın 23 NİSAN.
Sevinsin çocuklar övünsün büyükler
Sevindirelim sevinelim her gün yapamıyorsak da
en azından bugün güldürelim yüzlerini miniklerin
23 NİSAN KUTLU OLSUN =)

21 Nisan 2010 Çarşamba

OTUR BABAM OTUR




Tasarımın eskiden esinlenerek geliştirip daha cazip hale getirmesini seviyorum kullandığımız ürünleri.
Şöyle ki Vitra üşenmemiş gitmiş tasarımcı Alejandro Aravena
ile anlaşarak İpad için de çok kullanışlı olan oturma bantlarını geliştirmiş. Yüzyıllardır zaten Hintliler tarafından kullanılan bu basit sistem şimdi daha eğlenceli hale gelmiş, iki büklüm oturulur mu diyenlere dip not bu basit kumaş sayesinde sırt ve vücut sabitleştirilip gerilimi azaltıyormuş

18 Nisan 2010 Pazar

BAHAR KORÇAN

........................

Bahar Korçan,yaratıcı dünyasını ve çalışmalarını sunduğu bir kitapla çıktı karşımıza bu sefer. Koleksiyon kitabı niteliğindeki bu özel tasarım ile şiirlerini, masallarını, çizimlerini, notlarını, resimlerini, hatıralarını gözümüze sokuyor sanki.
Eğer modaya tasarıma ilgi duyuyorsanız bu kitabı kesinlikle edinmelisiniz
Afiyet Olsun =)






12 Nisan 2010 Pazartesi

UNUTMA BAHARI



Hani kutladık ya baharın gelişini geçenlerde, atladık ya ateşlerin üstünden anlamasak da niye olduğunu alışkanlıktır küçüklükten. Dilekler tuttuk çapullar bağladık ağaçlara medet umduk güzel düşünüp güzel olsun diye dualarımızı yaydık evrene.Her bahar aşık olduk biz çocuklar gibi oynadık çimlerde sahilde sokaklarda.Neden mi söylüyorum yazıyorum bunları? Unutma diye hayatın güzelliklerini inadına tüm çirkinliklere olumsuzluklara...

10 Nisan 2010 Cumartesi

YOLDAŞ MODASI // EIN TRAUM IN ERDBEERFOLIE



Film Festivalinde Marco Wilms in YOLDAŞ MODASI nı izledim dün arkadaşımla.Doğu Berlindeki modacıların ve bohemlerin hiç bilmediğimiz dünyasını bize aralamıştı hem de ne aralama kendimi içinde bulduğum filmde verilen olaylar izlediğim hayatlar bana çalışma başarma azmi verdi izlenmesi gerek, üşenme kaldır kıçını! ve bir şekilde bu filme ulaş ve sen Sabrine hep benle olcaksın nasıl güzel bir kadındın sen öyle çılgın bir modacıyken mahallemizin gelinlikçisine dönüşsende öylesin

İyi Seyirler

3 Nisan 2010 Cumartesi

EMEK SİNEMASI KAPATILMASIN !!!



Hiç bir geçmişim anım yok Emek Sinemasında ama yine de yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılacağı iddialarını duymak hoşuma gitmedi.Tüketmeye gün geçtikçe alışmış bir millet olarak güzel değerlerimizi gözü kapalı tüketmekte sınır tanımıyoruz, eğer siz bu gruba dahil etmiyorsanız kendinizi halen varsa hayalleriniz anılarınız değerleriniz siz de Emek Sinemasının ayakta kalabilmesi için destek olun.ŞURADAKİ adresten online destek olabilir ayrıca bu akşam başlıycak olan alternatif film festivaline katılarak hem güzel zaman geçirip hem de somut destek olmuş olursunuz.

30 Mart 2010 Salı

GÜNAYDIN BAHAR



Günaydıııııınnnn! Artık uyanıııııınnnnn!” Toprağın hemen altında, filizlerinin arasında uyuyan kardelen yavaşça gözlerini açıp kıpırdanmış. “Neler oluyor? Kim vuruyor toprağa?” “Ben minik çimenim dostum, uyan artık.” “Minik çimen mi? Sen uyandın mı?” “Elbette dostum. Uyan artık, uyku zamanı geçti.” “Sen uyandıysan ben çok bile uyumuşum demektir,” demiş kardelen ve minik başını toprağın üzerine doğru uzatmaya başlamış. Zaten başını kaldırır kaldırmaz sabırsızlıkla kendini bekleyen minik çimenlerle karşılaşmış. Özlemle kucaklaşmışlar. Nemli topraktan başını çıkarması kolaymış. Ama üzerlerini kalın bir yorgan gibi kaplayan kar tabakasını nasıl delecek, yeryüzüne nasıl çıkacakmış? “Biliyorum sen cesur bir kardelensin,” demiş minik çimen. “Bizlerin, artık uyanan tüm bitkilerin de tek umudusun. Bunu başarabilirsin! Yapacağın tek şey yılmadan gökyüzüne doğru yükselmek. Bu kar tabakasının artık çok kalın olduğunu sanmıyorum. Yukarıdaki güneşi hissedebiliyorum. Artık bizim zamanımız geliyor. İlkbahar geliyor, inan bana. Çıkıp bakman gerek. İlkbahar güneşinin gökyüzündeki yerini alıp almadığını öğrenmemiz gerek… Bunu da bir tek sen yapabilirsin.” Kardelen fazla nazlanmamış. Derin bir nefes almış ve küçük vücudunu yukarıya doğru yükseltmeye başlamış. Gerçekten de hiç zor olmamış. Kısa bir süre sonra kardelen birden başının kar tabakasının üzerine çıktığını fark edivermiş. “Ne kadar güneşli burası,” diye seslenmiş çimenciklere. “Gökyüzü ne kadar mavi.” Kardelenin sevinç çığlıklarını duyan yalnızca küçük çimenler değilmiş. Gökyüzünde bahar sıcağını çevresine yaymaya çalışan güneş de duymuş. Bu sevinç çığlıkları, artık kışın bittiğini, yeşil bitkilerin, renk renk çiçeklerin boy vereceği günlerin geldiğini de müjdeliyormuş. Güneş sesini duyduğu beyaz çiçekli minik kardelene gülümsemiş. Güneş gülümseyince hava da ısınır, öyle değil mi? İşte kardelenin çevresindeki karlar bu yüzden hızla erimeye başlamış. Kısa bir süre sonra, erken uyanan iki küçük çimen kendilerini güneşin altında buluvermişler. Gökyüzündeki güneş onlara gülümsüyormuş. Kardelen de bembeyaz çiçeğiyle güneşi selamlıyormuş. Herkesin özlemle beklediği bahar işte böyle gelmiş…

26 Mart 2010 Cuma

ARSIZ



Oradaydım, evet gıcır gıcır paketinde hiç dokunulmamış. içi sıvı dolgulu egzotik aromalı sakızdım.Gördün beni karşı koyamadın hızlıca paketimi açtın ağzına attın, çiğnedin çiğnedin ve patlattın.
ARSIZSIN HAYAT! tadıma baktın ve beni yere attın

25 Mart 2010 Perşembe

SAHİPSİZSİNİZ!




Oben Budak ın bugünki yazısını okuduktan sonra bunu yazmaya karar verdim.Her gün etrafımızda görüp belkide çoğu zaman yaşamın kargaşasından farkına varmadığımız hayvanlar aslında bir çok zorlukla karşı karşıya. Farkında olmadan aslında çoğumuzun evinin bir objesi oluyorlar eve uygun hayvan alımları yadsınamayacak kadar çok, ve tabi ki hazin son yapılan değişikliğe uymayan hayvanlar kendini en yakın konteynırın yanında buluyor kendini.İşte böyle hayvanların azalması olanlara da yardım edilebilmesi için güzel bir site kurulmuş sahipsizsiniz.com belki petshoplardaki kadar ihtişamlı gözükmüyorlar ama en az onlar kadar sevilmeye muhtaçlar.Sen de bunca hayattaki kötülüğe inat evrene iyi bir şeyler atmak istersen sana fırsat siteye gir ve içinden gelen şeyi yap belkide bir şeyler değişir ne dersin?

23 Mart 2010 Salı

ŞIK





Bana eğer güzel başarılı illistrasyon nedir diye sorsan sana Carine Brancowitz derim.
Kullandığı renkler çizgiler çok başarılı ve insanı içine çekiyor. Sence de çok şık durmuyor mu ?

20 Mart 2010 Cumartesi

YOKSA SİZ HALEN VOGEU MU OKUYORSUNUZ?



DİLLER ARASI KAYNAŞMANIN SINIRLARININ YENİDEN BELİRLENDİĞİ BİR ANLATIMLA, GENÇ BİR EKİBİN PRO-MATÖR DURUŞUYLA, KONULARIN SUYUNUN ÇIKARILMADIĞI TARZIMIZLA, HERKESİ KUCAKLAMAYAN AMA MUTLAKA ÖPEN BİR DERGİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ. XOXO İŞTE BU NOKTADA KENDİ LİMİTİNİ BELİRLEMİŞ OLUYOR.

İşte bu sözlerle merhaba dedi XOXO bize. Uzun zamandan beri keyifle okuduğum bitmesin diye gayret gösterdiğim bir dergi oldu kendisi =)
İlk sayısının kapağını Yağmuz Kızılok un çektiği XOXO eminimki adından hep söz ettiricek ve ufkumuzu açıcak.Yurt dışı bağlantıları, Moda, Müzik, Sanat, Tasarım haberleriyle Türkiye de rakipsiz bir dergi oldu bence üstelik ÜCRETSİZ.
Bir çok noktadan temin edebileceğiniz XOXO'yu cihangir Cuppa da ve Otto larda bulabilirsiniz.

12 Mart 2010 Cuma

ALL DAY I DREAM ABOUT SNEAKERS





All Day I Dream About Sneakers Adidas'ın çok beğendiğim bir çalışması sizinle de paylaşmak istedim. Yaratılan heykel modellerle tasarlanmış bu çalışma için sınırlı sayıda bir de kitap basılmış tabi ki ülkemizde mevcut olmayan bu kitaptan görüntüleri bulabildiğim kadarıyla ekledim.Ayrıca bu kitaba pdf olarak ulaşmak isterseniz şuradan ulaşabilirsiniz =))

11 Mart 2010 Perşembe

Demet Akalın’ın ev ödevini yaptım



Az önce Can Dündar'ın bugünki Milliyet gazetesinde bir haberini okudum sizlede paylaşmak istiyorum ne zamanki milli unsurlarımızı tabu olarak zoraki benimsetmeye çalışmazsak o zaman adam oluruz bence siz ne düşünüyorsunuz ? İşte o yazı;

Hani Demet Akalın, Bodrum konserinde pot kırıp seyirciye “Abi ne moron moron bakıyosunuz? Diyarbakır’dan mı geldiniz?” demişti ya...
Diyarbakırlıların suç duyurusunu mahkeme inceledi: “Akalın’ın halkı aşağılama niyeti olmadığına” hükmetti.
Ve ona bir tedbir cezası kesti:
“İstiklal Marşı’nın sözlerini el yazınla bir kâğıda yaz. Marş hakkında da 5 sayfa yorum yap.”
Akalın cezaya hem şaşırmış hem sevinmiş.
“Düşünce çok hoşuma gitti” diyor:
“İstiklal Marşı’nı okul yıllarımdan ezbere bilirim. Söylendiği zaman da her zaman saygı gösteririm. Hemen yazmaya başladım. Yazarken çok keyif aldım. Yorum için ise uzun bir zaman ayırdım.”
Akalın’ın zamanı kıymetlidir. Ben onun yerine bir şeyler karalamaya çalıştım. Umarım makbule geçer:
* * *
“Sayın mahkeme heyeti,
Bodrum’da söylediğim ve sonradan pişman olduğum laflara karşılık ‘tedbiren’ İstiklal Marşı’nı yazıp yorumlama yükümlülüğüyle cezalandırıldığımı öğrenmiş bulunuyorum.
Ve açıkçası, o günden beri, bir konserde ağızdan kaçmış laflarla, marş yazıp yorumlama cezasının ne ilgisi olduğunu çözmeye çalışıyorum.
Özelde siz değerli hâkimler, genelde Türkiye’yi yönetenler, bu ülkenin milli marşını bir falaka sopası olarak kullanmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz acaba?
Hangi devlet, ulusunu ulusal marşıyla cezalandırır ki?
* * *
Geçenlerde Yaşar Okuyan’ın 12 Eylül dönemi Mamak Cezaevi anılarını dinledim:
“Bizi eksi 20 derecede dışarı çıkarıp 30 defa üst üste İstiklal Marşı söyleterek terbiye etmeye çalıştılar” diyordu.
Marşın sözlerini baştan sona ezberlemeyenler öldüresiye dövülürmüş. Marşı sevenler bile nefret ederek tahliye olmuş.
Hadi o, 30 yıl önceydi. Ya şimdi?
Verdiğiniz ödev vesilesiyle son dönem gazetelere bir göz attım. Gözüme ilişen bazı haberleri paylaşmak istiyorum:
Geçen ekimde Suruç’taki Cumhuriyet Bayramı töreninde İstiklal Marşı okunurken 100 metre uzaktaki çarşıda marşı duymayıp yürümeye devam eden iki lise öğrencisi 140’ar lira para cezasına çarptırılmış.
Aynı ay, Manisa Salihli’de bir ilkokul müdürü, İstiklal Marşı töreninde yaramazlık yapan öğrencisini kürsüye çağırıp arkadaşlarının önünde eşek gibi anırmasını emretmiş. Yapmayınca uluorta tokatlamış.
Fenerbahçeli milli futbolcu Mehmet Aurelio, bir reklam filminde İstiklal Marşı’nı otomobilinde dinleyerek öğrenmeye çalışırken gösterilince ‘Marşımızı küçük düşürüyor’ diye RTÜK’e şikâyet edilmiş.
* * *
Saygıdeğer hâkimler,
‘İstiklal Marşı’yla terbiye etme’ politikasının son kurbanı benim.
Gerçekten son olmayı dileyerek kestiğiniz cezayı ve bahsettiğim anlayışı bir kez daha değerlendirmenizi rica ediyorum.
Mehmet Akif, evinin duvarına yazdığı ve ‘Milletimin kalbine gömdüm’ dediği marşın işkencede, törende, konserde dayak niyetine kullanıldığını bilse acı çekmez miydi?
‘Suçlular’ı marşı yazdırma cezasıyla terbiye edeceğinize, marşın şairinin devletin elinde bakımsızlıktan yok olan evinin bakımıyla görevlendirmeniz daha faydalı olmaz mıydı?
Marşımızla çatmayın bize kurban olayım!
Kahraman ırkımıza bir gülün; ne bu şiddet bu celal?
Başkaca bir yorumum yoktur.
Saygıyla arz ederim.”

8 Mart 2010 Pazartesi

BAL10



Balonum olsa uçursa beni yükseklere rüzgarım da umutlar istekler ve hayallerim olsa yön verse bana.Baksam yukarıdan insanlara küçücük kalsalar alçaklar dahada alçakta kalmaz mı merak ediyorum, nasıl gözükür acaba yukarıdan da parlar mı gözüme batar mı aşk yoksa balonla beraber uçar mı egolarım görmez mi olur gözlerim dinlemez mi olur beynim kalbi mi?
Yok yok bir balonum olsa ve uçsam sadece kurtulmak uzaklaşmak için yalan sahte insanlardan....

5 Mart 2010 Cuma

KARL LAGERFELD







Yılların başarılı modacısı Karl Lagerfeld kendine ait parfüm ve giyim eşyalarının yanı sıra fotografcılığa da el attı.Çektiği siyah - beyaz fotograflar da bir kez daha ne kadar yaratıcı ve başarılı olduğunu bence göstermiş oldu, ona eşilk eden modeller ise
Elisa Sednaoui ve Baptiste Giabiconi mükemmel uyum yakalamışlar