11 Mart 2010 Perşembe

Demet Akalın’ın ev ödevini yaptım



Az önce Can Dündar'ın bugünki Milliyet gazetesinde bir haberini okudum sizlede paylaşmak istiyorum ne zamanki milli unsurlarımızı tabu olarak zoraki benimsetmeye çalışmazsak o zaman adam oluruz bence siz ne düşünüyorsunuz ? İşte o yazı;

Hani Demet Akalın, Bodrum konserinde pot kırıp seyirciye “Abi ne moron moron bakıyosunuz? Diyarbakır’dan mı geldiniz?” demişti ya...
Diyarbakırlıların suç duyurusunu mahkeme inceledi: “Akalın’ın halkı aşağılama niyeti olmadığına” hükmetti.
Ve ona bir tedbir cezası kesti:
“İstiklal Marşı’nın sözlerini el yazınla bir kâğıda yaz. Marş hakkında da 5 sayfa yorum yap.”
Akalın cezaya hem şaşırmış hem sevinmiş.
“Düşünce çok hoşuma gitti” diyor:
“İstiklal Marşı’nı okul yıllarımdan ezbere bilirim. Söylendiği zaman da her zaman saygı gösteririm. Hemen yazmaya başladım. Yazarken çok keyif aldım. Yorum için ise uzun bir zaman ayırdım.”
Akalın’ın zamanı kıymetlidir. Ben onun yerine bir şeyler karalamaya çalıştım. Umarım makbule geçer:
* * *
“Sayın mahkeme heyeti,
Bodrum’da söylediğim ve sonradan pişman olduğum laflara karşılık ‘tedbiren’ İstiklal Marşı’nı yazıp yorumlama yükümlülüğüyle cezalandırıldığımı öğrenmiş bulunuyorum.
Ve açıkçası, o günden beri, bir konserde ağızdan kaçmış laflarla, marş yazıp yorumlama cezasının ne ilgisi olduğunu çözmeye çalışıyorum.
Özelde siz değerli hâkimler, genelde Türkiye’yi yönetenler, bu ülkenin milli marşını bir falaka sopası olarak kullanmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz acaba?
Hangi devlet, ulusunu ulusal marşıyla cezalandırır ki?
* * *
Geçenlerde Yaşar Okuyan’ın 12 Eylül dönemi Mamak Cezaevi anılarını dinledim:
“Bizi eksi 20 derecede dışarı çıkarıp 30 defa üst üste İstiklal Marşı söyleterek terbiye etmeye çalıştılar” diyordu.
Marşın sözlerini baştan sona ezberlemeyenler öldüresiye dövülürmüş. Marşı sevenler bile nefret ederek tahliye olmuş.
Hadi o, 30 yıl önceydi. Ya şimdi?
Verdiğiniz ödev vesilesiyle son dönem gazetelere bir göz attım. Gözüme ilişen bazı haberleri paylaşmak istiyorum:
Geçen ekimde Suruç’taki Cumhuriyet Bayramı töreninde İstiklal Marşı okunurken 100 metre uzaktaki çarşıda marşı duymayıp yürümeye devam eden iki lise öğrencisi 140’ar lira para cezasına çarptırılmış.
Aynı ay, Manisa Salihli’de bir ilkokul müdürü, İstiklal Marşı töreninde yaramazlık yapan öğrencisini kürsüye çağırıp arkadaşlarının önünde eşek gibi anırmasını emretmiş. Yapmayınca uluorta tokatlamış.
Fenerbahçeli milli futbolcu Mehmet Aurelio, bir reklam filminde İstiklal Marşı’nı otomobilinde dinleyerek öğrenmeye çalışırken gösterilince ‘Marşımızı küçük düşürüyor’ diye RTÜK’e şikâyet edilmiş.
* * *
Saygıdeğer hâkimler,
‘İstiklal Marşı’yla terbiye etme’ politikasının son kurbanı benim.
Gerçekten son olmayı dileyerek kestiğiniz cezayı ve bahsettiğim anlayışı bir kez daha değerlendirmenizi rica ediyorum.
Mehmet Akif, evinin duvarına yazdığı ve ‘Milletimin kalbine gömdüm’ dediği marşın işkencede, törende, konserde dayak niyetine kullanıldığını bilse acı çekmez miydi?
‘Suçlular’ı marşı yazdırma cezasıyla terbiye edeceğinize, marşın şairinin devletin elinde bakımsızlıktan yok olan evinin bakımıyla görevlendirmeniz daha faydalı olmaz mıydı?
Marşımızla çatmayın bize kurban olayım!
Kahraman ırkımıza bir gülün; ne bu şiddet bu celal?
Başkaca bir yorumum yoktur.
Saygıyla arz ederim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder